Vincent van Gogh

Vincent van Gogh hakkında merak edilen soruların cevapları. Eğitimi, eserleri, kısaca hayatı, ölümü ve biyografi bilgileri.

Doğumu

Belçika ile sınır Hollanda’nın güneyindeki Kuzey Brabant vilayetinde, Zundert bölgesinde Vincent Willem Van Gogh, 30 Mart 1853 tarihinde dünyaya geldi. Ailesinde varlıklı, dönemine göre kalburüstü mesleklerden sayılan bankacı, büyük tüccar, tablo satıcısı gibi zengin kişilerin bulunmasına rağmen babası taşrada Hollanda Protestan Klisesi’nde papazdı.

Trajedi

Theodorus van Gogh ile Anna Corneli çiftinin dünyaya gelen ilk çocuklarıydı ancak bir yıl önce doğum esnasında yaşamını yitiren ağabeyinin ismini ona verdiler. Kardeşinin yerini doldurmak için hayata gelmiş biri olarak kendisini gördüğü için, başkasının ismini taşıma ağırlığının etkisini ömrü boyunca ruhunda hissetti.

Ailesi

Bir mücellidin kızı olan annesi Anna, erken yaşta oğluna ömür boyu sürecek kitap okuma sevgisini kazandırdı. 1857 Mayıs ayında en çok sevdiği ve yaşamı boyunca maddi manevi destek aldığı erkek kardeşi Theo dünyaya geldi. Çocukluğunda babasına hayran olarak büyüdü, sonraki yıllarda çocuklarının duygularına duyarsız, katı prensipli ve mesafeli biri olarak gördü babasını. Kardeşi Theo’ya yazdığı bir mektupta: “Babam oldukça dar görüşlü, daha doğrusu buz gibi soğuk” ifadesiyle ondan bahsetmişti.

Eğitimi

Yaşı okul çağına ulaşınca eğitim için Zundert okuluna, sonra da Zevenbergen’de yatılı okula yazıldı. 12 yaşında Ortaokulu yatılı olarak okumak için komşu kasaba Tilburg’a geçti. 1868’de yavaş kavrama durumundan eğitimini yarıda bırakarak ailesinin yanına geri döndü.

Vincent van Gogh Gençlik Yılları

Cent Amca, Lahey’deki Goupil & Cie sanat galerisinin ortağıydı ve yeğenine 16 yaşına girince orada iş ayarladı. Sanat galerisinde çalışması Gogh’un ilk kez bu denli uzun evden ayrılmasını sağladı. Burada sanatı, özellikle de resim sanatının inceliklerini kavrayacağı 4 mutlu yıl geçirdi.
İş çıkışı evinde zamanının büyük bölümünü İncil okuyarak geçiyordu.

Hollanda Protestan Kilisesi içerisinde yetişmesinin etkisiyle dini inançları çok güçlüydü. Yoksul ve zavallı kişilere karşı derin şefkat duyguları besliyor Charles Dickens ve George Eliot’ın eserlerini okuyor, kitaplarda anlatılan muhtaç ve bahtsız insanların yaşamları dikkatini çekiyordu.

Ruhsal Kriz

1873’te, yirmi yaşındayken Goupil Galerisi’nin Londra şubesine atandı. Kiracı olarak kaldığı ev sahibesinin kızına âşık oldu. Ursula Loyer ile evlenmek istedi. Teklifinin reddedilmesi üzerine ilk ruhi bunalımını geçirdi. Bu olay sinirlerini oldukça yıprattı. Londra artık onun için kabusa döndü ve inzivaya çekildi. Görece mutlu olduğu dönemler onu umutsuzluğa sürükleyen ve en yakınlarından uzaklaşmasına neden olan duygusal bir bunalımla sona erdi. Bundan sonra şiddetlenerek artacak ruhsal kriz dönemleri böylece başlamış oldu.

Öfke Nöbetleri

1874’te Cent Amca, Goupil Galerisi’nin Paris şubesine çalışması için gönderdi. Fakat burada da barınamadı. Giderek daha tutkulu bir dindara dönüşmesinin sonucu olarak galerideki işlerin aşırı ticari yönlerinin insan doğasında yarattığı tahribata öfkeleniyor. Müşterilerle, kurum yöneticileriyle anlaşmazlıklar çıkarıyordu. 1876 yılında işten çıkarıldı. Anne ve babasının yaşadığı aile evine geri döndü.

Teoloji 

Londra’ya dönüp kısa süreli öğretmenlik ve kitap satıcılığı macerasından sonra 1877 yılında Amsterdam’a geçip Jan amcasıyla birlikte yaşamaya ve burada teoloji okumak için devlet sınavlarına hazırlanmaya karar verdi. Sınavı kazanması için yeterli Latince ve Yunanca öğrenmesi gerekiyordu ancak İncil’deki şefkat ve sevgi öğretileriyle bunların alakası olmadığı düşüncesine vardı. Bundan dolayı sınavlara istekli hazırlanmadı ve sonucunda da başarısız oldu ve imtihanlarda fena halde çuvalladı.

Resmi Vaizlik

Hristiyan İlahiyatındaki resmi sınav barajını aşamayışı onu yıldırmadı aksine daha da bilendi. 1878’de üç ayını Brüksel’de Flaman Hristiyan okulunda geçirdi. Rahiplik yapmak için Belçika’nın Fransa sınırı yakınlarında yer alan kömür madeni bölgesi Borinage’a giderek geçici pozisyonda Evanjelik misyoner olarak işçiler arasında vaiz olarak çalışmaya başladı. Çevresinde gördüğü acılarla dolu yaşam koşulları onu derinden etkiledi. Yoksulluk içinde vaaz verdiği toplulukla birlikte yaşıyor, hastaları ziyaret ediyor ve madencilere İncil’den bölümler okuyordu. Görüntüsü gittikçe ürkütücü bir hale büründü. Yırtık giysileri, yetersiz beslenen bedeninden düşüyordu.

Kovuluş

1879’da aynı bölgedeki Wasmes’te vaiz olarak çalışmaya ve aynı hayatı sürdürmeye devam etti. Van Gogh’u vaizlik için görevlendiren Kilise, yaşam şeklinden memnun değildi. O, İsa’nın çileli yaşamını örnek aldığını düşünüyordu. Din adamı kimliğini itibarsızlaştırdığı gerekçesiyle bu göreve layık olmadığı kararı alınarak işine son verdiler.

Bağımsız Misyoner

Vaizlik mesleğine uygun olmadığı gerekçesiyle işine son verilince yine bir madencilik bölgesi olan Cuesmes’e geçerek gönüllü vaizlik yapmaya başladı. Yoksulluk içinde yaşamasına karşın yoksullara ve hastalara yardım edebilmek için çabalıyordu. Çok okuyor ve resme olan ilgisi gün geçtikçe artıyordu. Fakat bu yoğun tempo hastalanmasına neden oldu. Misyonerliği bırakıp ailesinin yanına geçmek zorunda kaldı.

Akademik Eğitim

Theo, kardeşinin son mutluluk şansının, içindeki sanatsal çağrının peşinden gitmesinde yattığını anladı ve 1880’de Brüksel hükümetinin resmi sanat okulu Academie Royale Des Beaux Arts’a kayıt olmadı için destek oldu. Burada perspektif ve modelleme dersleri çizim tekniğini geliştirmesine katkı sağladı ancak disiplinli eğitim müfredatı ve hocalarının algı düzeylerini zayıf bulmasından dolayı buradaki eğitim hayatı da akamete uğradı. Lahey’e taşınarak kuzenin eşi Anton Mauve’la birlikte çalışarak ondan yağlı boya ve sulu boya kullanmayı öğrendi ve resim tekniğini ilerletti.

Umutsuz Aşk

1881’de anne ve babasının Etten’daki evini ziyarete gitti, burada yeni dul kalmış Kee Vos -Stricker ‘e âşık oldu ve ona evlenme teklifinde bulundu ancak Londra’da başından geçen olayın aynısı tekrarlandı ve tıpkı Loyer’in yaptığı gibi Stricker tarafından da reddedildi. Bir sonraki ilişkisi alkolik ve hamile olan hayat kadını Sien’e karşıydı. Küçük bir kızı da olan Sien’le bir müddet birlikte yaşadı. Daha sonra ailesi ve özellikle kardeşi Theo’nun telkinleriyle ondan ayrıldı. Artık bundan sonra ömrünün sonuna kadar geçirdiği ruhsal krizler ve sanatçılığı arasında gidip gelen bir yaşam sürdü.

Hastalığı

Vincent van Gogh özellikle hayatının son iki yılında ciddi şekilde büyük sanatçıyı etkilemiş olan akıl hastalığı iςin bugüne kadar birçok teşhis veya olası sebep ileri sürülmüştür. Bunlardan bazıları, güneş çarpması, şizofreni, soluma veya yutma yoluyla boya zehirlenmesi, Londra yıllarında edindiği geneleve gitme alışkanlığı yüzünden yakalanma olasılığı yüksek olan frengi hastalığı. Kötü beslenme, aşırı çalışma, uykusuzluk ve alkol düşkünlüğü, muhtemelen hastalığın etkilerini artırmıştır.

Ölümü

27 Temmuz 1890’da yemeğini her zamankinden daha hızlı bir şekilde yiyerek en sevdiği resim yapma noktalarından birine giderek Auvers çevresinde avlanan tanıdığı bir kişiden elindeki silahı bir anlık boşluktan yararlanarak almış kendini göğsünden vurmuş, kaldığı pansiyona yaralı vaziyette dönmüş ev sahibesi yöredeki Dr. Mazery’yi çağırmış, ancak kurşun göğsünde çok derine saplandığı için ameliyatla çıkarmak imkansız bir hal almıştır.

Haberi alan kardeşi Theo yanına gelse de Van Gogh iki gün sonra 29 Temmuz 1890’da hayatını kaybetti. Bazılarına göre aslında intihar etmek düşüncesiyle değil, yalnızca yaralamak ve uzun süredir onu ziyareti gelmeyen çok sevdiği kardeşinin yanına gelmesi niyetiyle böyle bir işe kalkıştığı söylenmektedir.

Sanatı ve Eserleri:

Van Gogh, 37 yıllık yaşamının sadece son 10 yılında ve toplamda 2000’e yakın resim yaptı. Resim yapmaya çok sevdiği kardeşi Theo’nun ısrarıyla başladı.
Sanatı dünyaya yönelik yoğun duygusal tepkisini ifade etmek için kullandı. Trajik kısa yaşamında bazen doğanın güzelliğiyle kendinden geçerek, bazen de insan varoluşunun dertlerinin acısını çekerek o zamana kadar görülmüş en dertli insan ruhunun derinliklerindeki sancıyı anlatan resimleri yaptı.

En bilinen van Gogh tabloları

The Potato Eaters – Patates Yiyenler (1885)
Starry Night – Yıldızlı Gece (1889)
Portrait of Dr. Gachet – Dr. Gachet’in Portresi (1890)
Ayçiçekleri – Sunflowers (1888)
Self Portrait With Bandaged Ear – Sargılı Kulaklı Otoportre (1889)
Arles’deki Yatak Odası (Bedroom In Arles), 1889
Cafe Terrace At Night, 1888

Cevap Yaz

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen adınızı buraya giriniz