Çepni Serhat Öztürk hakkında merak edilen soruların cevapları. Kısaca kariyeri, hayatı ve biyografi bilgileri.
Çepni Serhat Öztürk Kimdir?
Çepni Serhat Öztürk yazar, şair, çevirmen, besteci ve müzisyen. İlkokul, Ortaokul ve Lise tahsilini doğup büyüdüğü şehir, Trabzon’da tamamlamıştır. Akçaabat İMKB Anadolu Lisesi mezunudur, ayrıca Manas Üniversitesi Tarih Bölümü’nde eğitim görmüştür.
Eğitim:
Yabancı Diller Yüksekokulu, Manas Üniversitesi ((Чет Тилдер Жогорку Мектеби, Кыргыз-Түрк Манас Университети)
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü
Çepni Serhat Öztürk Nereli?
Çepni Serhat Öztürk Trabzon’ludur. Aslen Trabzon nüfusuna kayıtlı ve Trabzon doğumludur.
Çepni Serhat Öztürk Kaç Yaşında?
Çepni Serhat Öztürk 20 yaşındadır. Doğum tarihi 12 Mayıs 2003, burcu ise boğa’dır.
Kısaca Hayatı:
2019 yılında edebiyatla daha ciddi şekilde ilgilenmeye karar vermiş ve Çepni mahlasını isminin başına alarak 2021 senesinin yazında ilk kitabı olan Karadenizin Fatihleri: Türkân-ı Çepni’yi yayımlamıştır. Bunun yanında eş zamanlı olarak Kazak Türkçesini öğrenmiş ve internet üzerinden Türkî halklardan olan insanlarla ortak yayınlar yapmaya başlayarak tanınmaya başlamıştır.
2021 yılının Ekim ayının 23. günü Bişkek’e, Kırgız-Türk Manas Üniversitesine Tarih bölümü öğrencisi olarak varmadan önce birçok beste ve müzikal içerik hazırlayıp, icra edip, sunup, yayınlayarak günün Türkçü camiasında büyük yankı uyandırmayı başarmıştır.
2021 yılından 2022 yılının ortalarına doğru olan zaman aralığı, Çepni Serhat’ın Türkçü-Turancı idealler için pek ateşli mücadeleler verdiği ve tutkulu olduğu vakitlerdir. O günlerdeki düşüncelerini, anlayışını, karakterini, bakış açısını ve iç dünyasını Aslî Hedefe Yolculuk adlı romanında ortaya dökme gayretine girişmiştir.
Günün Türkçü Turancı büyüklerinden Caner Kara’nın yardımıyla, Aslî Hedefe Yolculuk, Kitap Otağı Yayınevi’nden yayımlanmıştır. Bir grup Türkçü Turancı gencin bir araya gelerek, ortaklaşa çıkarttığı Kögmenler adlı fikir dergisinde yazıları ve özellikle şiirleri yayınlanmıştır.
Kırgızistan’da Kırgızlar ile ve bilhassa üniversite içerisinde Türkî halklarla çok kereler vakitler geçirmiş, onlarla bir bölmede aylarca yaşamını sürdürmüş, onları incelemeye çalışmıştır.
Türkistan’a vardıktan belli bir müddet sonra sığındığı korunaklı yer, motivasyon kaynağı olan Türkçülük, kendi nezdinde zarar görmeye başlamış, zaman içerisinde de ondan tamamen sıyrılmıştır.
Türkçülükten vazgeçme sebepleri arasında felsefeye olan merakı ve düşünüş süreçleri ileri çıkmaktadır.
Henüz 18 yaşındayken Alman filozof Arthur Schopenhauer’ı tanımış, onun “İstenç” kavramından ve milliyetçilik hakkındaki düşüncelerinden etkilenmiştir.
Özellikle “Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar” adlı kitabın içerisindeki dipnotlarda geçen Latince deyim ve özdeyişleri okumuş, onların içinden “Abyssys Abyssum İnvocat” cümlesini çekip çıkartmıştır. Bu aforizma ile dolaylı yoldan Nietzsche’ye yönelmiş, Nietzsche’nin: “canavarlarla savaşan kişi, kendisinin de bir canavara dönüşmemesine dikkat etmelidir… ve bir uçuruma uzun süre bakarsanız, uçurum da sizin içinize bakmaya başlar…” sözlerine kulak vererek ve kendi yaşantısına dayanarak, Öğürtü ismini verdiği felsefî romanının temellerini atmaya başlamıştır.
Kırgızistan’da Mırzagül adlı bir kıza sevilenmiş, 1 yıldan uzun süre aşkında diretmiş fakat nihayetinde yalnızca şiirler yazdığıyla kalmıştır. Biriken şiirlerini, Hezimet adını verdiği kitabında toplamış ve aforizma-metafor yoğunluklu felsefesini, ayrı bir kitap olarak yayımlayacağı Vızıltılarım adlı eserinde ilk kez işlemiştir. Bir yerde kendisini at sineğine benzetiyordu ve bulunduğu kurum ve toplum arasında kendisine saygı duyulmasına karşın, bir o kadar da sevilmiyordu. Sürekli yalnız, suratı asık şekilde dolaşıyor olmasından dolayı kimi öğrenciler kendisiyle “asosyal, manyak” diye dalga geçiyorlardı. Üstelik Çepni Serhat’ın hatırat defterlerinde yazdığına göre, çoğunluk ve özellikle yaştaşları, kendisi yolda yürürken ona denk gelirlerse sırıtıyorlar, gülüyorlardı.
Öncesinde başından geçirdiği bazı travmatik olaylar, toplum baskısı, akran baskısı, insanlar tarafından sürekli ve talihsizce hor görülüyor oluşu, kendisinde bir öfke yarattı. Kendi döneminde Türkiye iktidarında bulunan şahısların Siyasî İslâm’ı kullanıyor oluşları ve absürdlükleri, çelişkileri ve daha pek çok, düşünmesini tetikleyici olay kendisinde baskı yarattı ve yavaş yavaş yaşamın kendisinden, dinlerden, inançlardan soğudu.
İlerleyen süreçlerde tam bir dogmatizm karşıtı haline geldi. Öyle ki Manas Üniversitesi rektörü ve danışmanlarına, akademisyenlerinin bazılarına sürekli açık olarak eleştiriler getiriyor, sürekli şekilde hocalarının sığ düşünceli oluşundan yakınıyordu. Rektör ve yardımcılarını bilim adamı olarak görmüyor, onların resmîliklerine ve oynadıkları oyunlara gülüyor, sahteliklerinden de iğreniyordu. Çepni’ye göre akademi ölmüştü. Siyâset, din ve politika, üniversitenin en yüksek kademesinden en alt kademesine kadar yayılmıştı ve kendisi baskılanıyordu. Soru sormak istediğinde parmağının indirilmesi talep ediliyor, kimseyle tartışma içerisine giremiyor, sorduğu sorular saçma ve ayıp olarak değerlendiriliyor, çevresince terbiyesiz ve hadsiz bir kişi olarak kabul ediliyordu. Fakat tüm bunlara rağmen ne yönetici takımı ne de öğrenciler, ondaki potansiyeli ve ışığı yadsımıyorlardı. Düşüncelerinin yakılıp yıkılmasını istemeyen kişiler, ondan ve onun düşüncesel boyuttaki hadsizliğinden, doğal olarak zarar görmemek için uzak duruyorlardı. Ama onun alışık olunmadık, tuhaf, depresif, kendilerine kâbus gibi gelecek olan yaşantısı hasebiyle, ona ilgi de duyuyorlar, bunu arada sırada da olsa Çepni Serhat’a ifade ediyorlardı. Çepni Serhat, 13.11.2022 tarihinde 15 sayfalık bir açık mektup yayınlamış, bunu YouTube üzerinden “Dalkavuklara Açık Mektup” başlığı altında herkese açık şekilde paylaşmıştı. 19.11.2022’de, kendi tercihi olarak arzını vermiş, dikte ortamından çıkış yapmış, Türkiye’ye dönmek üzere hazırlıklarına başlamıştır. 15 sayfalık açık mektubu, o dönemki Türk toplumunu, üniversitelerin halini ve Çepni Serhat’ın düşüncelerini anlayabilmemiz için fevkalâde önemlidir. O mektup, bir nevi kendi felsefesinin kısa ve kaba taslak özetidir de ayrıca. Onunla isyanını dile getirmiş, başkaldırmış, Rektörü ve kendi deyimiyle yamakları istifaya davet etmiş, yazarlığını devam ettirmek üzere, yarım kalan kitaplarını tamamlamak adına, gayetle değişmiş, bambaşka, daha tecrübeli biri olarak Trabzon’a dönmüştür.
İnancı: “agnostik ateist, nihilist”
Eserleri
Karadeniz’in Fatihleri: Türkân-ı Çepni (Roman)
Asli Hedefe Yolculuk (Roman)
Öğürtü (Roman)
Hezimet (Şiir)
Süreçler Ve Defterler (Anı/Hatıra)
Vızıltılarım (Aforizmalar)
Sosyal medya hesapları:
İnstagram: @cepniserhatozturk
İnstagram:@ozturkcepniserhat
İnstagram:@sairnacar
Twitter:@cepnisozturk