Alparslan Türkeş, Türk siyaset tarihine belli bir dönem damgasını vurmuş, Milliyetçi Hareket Partisinin kurucusu ve yaşadığı sürece genel başkanlığını yapmış siyasetçidir. 25 Kasım 1917 tarihinde Kıbrıs Lefkoşe’de dünyaya geldi. Seçmen kitlesinin kendisine olan bağlılığı sonucunda zamanla başbuğ olarak anılır oldu. Yaşadığı süre boyunca bir çok kitabı kaleme almış olan Türkeş’in en tanınmış eseri ise Türk milliyetçiliğinin ilkelerini belirleyen 9 Işık Doktrin kitabıdır.
Türkeş, aslen Kayseri kökenli olup, Dedelerinin sultan Abdülaziz’e yakınlığı ile bilinen Koyunoğlu ailesi ile toprak kavgasına tutuşması sonucunda ailece Kıbrıs’a sürülmüşlerdi.
İlk öğretimini Kıbrıs’ta tamamlayan Türkeş, asıl adı Ali Arif olmasına karşın, kendisini yetiştiren önemli yazarlardan biri olan Osman Zeki Bey tarafından Türkeş olarak adlandırılmıştır. 1933 yılında adanın İngilizler tarafından işgal edilmesi nedeni ile İstanbul’a yerleşti. İstanbul da çocukluğundan veri hayalini kurduğu subaylık için Kuleli Askeri lisesine kayıt oldu. 1938 yılında Teğmen rütbesi ile mezun oldu.
Askeri okulu bitirir bitirmez Muzaffer hanımla evlendi ve bu evlilikten, Ayzit, Umay, Selcen, Sevenbige Yıdırım Tuğrul adında beş çocuğu oldu. Türkeş’in bundan sonraki hedefi harp akademisi oldu. 1944 yılında buradan mezun olduktan sonra Ankara da arkadaşları ile birlikte yaptığı bir gösteri yürüyüşünde tutuklanarak hayatında ilk kez ceza evine girdi.
Hüseyin Nihal Atsızla birlikte ırkçılık ve turancılık davasından yargı çıktı, mahkemece 9 ay hapis cezası verildi. Ancak karar Askeri yargıtay tarafından bozulunca davadan beraat etmiş oldu.
1948’de Genel Kurmay Başkanlığı tarafından açılan sınavları kazanarak öğrenim görmek için Amerika’ya gitti burada 2 yıl boyunca askeri eğitim aldı. Eğitim sonrası 1955‘de binbaşı olmaya hak kazanan Alparslan Türkeş, Washington’da yerleşik NATO Daimi komitesinde Türk Genelkurmayı’nın temsil heyeti üyeliğine atandı. 1957 yılının sonuna kadar buradaki görevini sürdürürken bir yandan da University of America’da uluslararası ekonomi eğitimi aldı. 1959 yılında Almanya’da Atom ve Nükleer Okulu’nda öğrenimine başlayan Türkeş,bu önemli eğitimin ardından albaylığa terfi etmiştir. Bir sonraki aşamada ise Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na NATO şube müdürü olarak görevine atanacak, uzun yıllar görev yapacaktı.
Alparslan Türkeş Darbe dönemi;
27 Mayıs 1960 darbesinden kısa bir süre önce Elazığ’daki görev yerinden Ankara’ya Milli Birlik Komitesi’ne atanmıştır, darbeyi planlayıp yürütecek olan 38 kişilik subay grubun içerisinde görev aldı. Türkeş, bu darbenin milli bir darbe olduğunu, ve sonrasında yurtta milli birliğin sağlanabileceğini düşünmekteydi. 27 Mayıs tarihinde darbeyi radyodan kendi sesi ile ilan etti. O tarihten sonra popüleritesi iyice artmıştı. 25 Eylül 1960 tarihine kadar Başbakanlık Müsteşarlığı olarak görev yaptı. Türkeş bu görev sırasında Devlet Planlama Teşkilatının kurulması için yapılan tasarıyı kanunlaştırdı.
Türkeş, ondörtler olarak bilinen iktidarın sivil yapılanmalara teslim edilmemesi gerektiğini savunan grubun üyesiydi. Milli Birlik Komitesinde yer alan diğer subaylarla fa keskin görüş ayrılıkları mevcuttu. Bu fikir ayrılıkları 22 Eylül 1960’ta Milli Birlik Komitesi’nden çıkartılmasına neden oldu. Resmen emekli edilen Türkeş, Yeni Delhi ye büyük elçilik görevlisi olarak Hindistan‘a gönderildi. Yurtdışında iken Türkiye ile ilişkilerini koparmamaya özen gösterdi ve MBK Başkanı Cemal Gürsel‘e, Adnan Menderes ve arkadaşlarının idam edilmelerinin doğru olmayacağı yönünde bir mektup gönderdi. Söz konusu Mektup Milli Yol isimli dergide de yayımlanmıştı.
Sürgünde ki Türkeş’in 1963 yılına kadar yurda dönmesine izin verilmemişti. 23 Şubat 1963 günü Gümülcine sınır kapısında yurda ayak bastı ve çok sayıda taraftarı ile karşılandı. Aynı yıl Türkiye Huzur ve Yükselme Derneği’nin kurucusu oldu. Darbe yapmayı planlayan Talat Aydemir- Fethi Gürcan ile iletişime geçti. Ancak Talat Aydemir’le anlaşamadı. Bu nedenle darbe olacağını hükümete duyuran Türkeş, konuyla ilgili olarak tutuklandı ve Mamak ceza evinde dört ay boyunca hücrede yattı. Ancak darbe girişimini hükümete bildirdiğinden beraatına karar verildi ve 5 Eylül 1963’te tahliye edildi.
Alparslan Türkeş siyaset hayatı
31 Mart 1965’te, eski MBK üyeleri ve 14’ler Dündar Taşer, Ahmet Er, Muzaffer Özdağ, Rıfat Baykal, Mustafa Kaplan ile birlikte Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi‘ne üye oldu. Ardından partinin genel müfettişliği görevini yapmaya başlayan Türkeş, 1 Ağustos 1965’te parti üyeleri tarafından genel başkanlığa seçildi. Uzun tartışmalardan sonra parti tüzüğünde 9 Işık Doktrini yer almasını kabul ettiren Türkeş, bu dönemde kendisini sevenler tarafından Başbuğ olarak adlandırılmaya başlamıştı. Aynı yıl CMKP’den Ankara milletvekili de seçilen Türkeş, 8- 9 Şubat 1969 tarihlerinde CKMP’nin Adana‘da gerçekleşen kongresinde partinin adının Milliyetçi Hareket Partisi olarak değiştirilmesini talep etti. Bu olay sonrası Türk siyaset sahnesine MHP adımlarını attı.
Alparslan Türkeş evlilik hayatı;
1966 yılında mecliste cumhurbaşkanlığına aday olan Türkeş, Cevdet Sunay’a rakip oldu ve sadece 11 oy alarak seçimi kaybetti. 1969 ve 1973 yıllarında MHP ‘den Adana milletvekili olarak seçildi. 1974‘te hayat arkadaşı Muzaffer Türkeş’i kaybettikten sonra 1976 yılında Seval Türkeş ile evlendi. Bu evlilikten Ayyüce ve Ahmet Kurtarılmış isimli iki çocuğu oldu.
31 Mart ila 13 Haziran 1975 ve ikincisi de 1 Ağustos ila 31 Aralık 1977 tarihleri arasında iki kez Süleyman Demirel başkanlığında kurulan ve Milliyetçi Cephe adı verilen koalisyon hükümetinde MHP Genel Başkanı olarak, Başbakan Yardımcılığı ve Devlet Bakanlığı yaptı. Türkeş bu dönemde MHP için ileride çok önemli olacak Ülkü ocaklarını yapılandırmıştı.
12 Eylül 1980 darbesi ile yeniden tutuklanan Türkeş, heyet tarafından idam ile cezalandırılsa da cezası sonrasında hapis cezasına çevrildi. Hapishanede geçen Dört yılın ardından 1985 yılında tahliye edildi. 6 Eylül 1987 siyasi yasağı kalkınca Milliyetçi Çalışma Partisi‘ne (MÇP) katıldı.
4 Ekim 1987 tarihinde yeniden MÇP Genel Başkanlığı’na seçilen Türkeş, 1991 genel seçimlerinde IDP ve RP ile seçim ittifakına girerek Yozgat milletvekili olarak yeniden meclise girdi. 15 Kasım 1991 tarihinde 18 arkadaşı ile ittifaktan ayrılarak bağımsız milletvekili olarak millet vekilliği görevini sürdürdü. Türkeş, 25 Aralık 1991 tarihinde Demokratik Hareket Partisi‘ni kurdu ama kısa bir süre sonra parti kurucular kurulu kararıyla kapatıldı. 29 Aralık 1991 tarihinde Milliyetçi Çalışma Partisi’nin Genel Başkanlığı’na yeniden seçildi.
1980 darbesi ile birlikte eski partilerin amblem ve isimlerin kullanılması yasaklanmıştır, 1993 yılında partisinin ismi MHP olarak değiştirildi. Alparslan Türkeş 4 Ocak 1993 tarihinde yapılan kongrede MHP’nin genel başkanlığına yeniden seçildi.
1995 seçimlerinde Adana’dan milletvekili olmasına rağmen partinin barajı geçememesi üzerine seçilemedi ve meclisin dışında kaldı bu dönemde siyaset sahnesinde uzlaşmacı bir rol oynayan Türkeş,bir çok kitabı kaleme alma fırsatını da yakaladı.
Alparslan Türkeş, 4 Nisan 1997‘de geçirdiği kalp krizi sonucu 79 yaşında iken Ankara’da sevenlerinden ayrıldı. Cenaze töreni için Türkiye’nin her tarafından yüz binlerce insan Ankara’da buluştu. Başbuğ Alparslan Türkeş’in mezarı, kabri, Emniyet Mah. Konya Yolu (Mevlana Bulvarı) Beşevler – Beştepe Kavşağı Alparslan Türkeş Cad. Yenimahalle, Ankara’dadır.