Ali Baran 1955 yılında aslen Tunceli (Dersim) Hozat İlçesi’nde dünyaya gelmiştir. Babası Mahmud Baran tanınan bir Ozandı, Düğün ve Eğlencelerde Saz, Keman ve Cümbüş çalar Kurmanci, Zazaca, Türkçe türküler söylerdi. Annesi genellikle ölenlere Lavık söyler, Dedesi Meme Keman ve Tembur çalıp söylerdi. Kısaca Baran, Ozan geleneği olan bir Aileden gelmektedir. Babası 1964 senesinde, Ankara Radyosu’na türküler okudu. Bu nedenle en çok babasından etkilenmiştir.
Folklorla, Kürt – Alevi Müzigi ile bu denli iç içe olan bir evde büyüyen Baran, 6-7 yasında iken davul çalar, ilkokulda ise okul bayramlarında öğretmen saz çalar o türkü söyler, tiyatro sahnelerler, düğünlerde ise Kürtçe Kılamlar söyler. 12 yaşında ise sahnede kendisi Tanbur (Saz) çalmaya baslar. Orta Okulu Elazığ’da okur, Elazığ Halk evi ile ilişki kurar, Elazığ Ortaokulu’nda ve Lise döneminde Tiyatro ve Folklor çalışmalarında yer alır, bayramlarda şenliklerde türkü söyler.
Ali Baran gurbet hayatı;
1972 gençlik hareketinde etkilenir ve siyasi nedenler ile 1973 yılında, Elazığ’da okuldan uzaklaştırılır. 1973’te Almanya’ya babasının yanına gider, fakat daha sonra, 1975’te Türkiye’ye geri döner ve aynı yıl babasını bir kazada kaybeder, Almanya’ya dönmez. 1975’te Hozat Lisesi’nde okumaya devam eder ve ilk defa 1976 senesinde, Hozatta sahnede Kürtçe türkü okur ve ilk polis saldırısına uğrar. Daha sonra İskenderun ve çevresinde, İstanbul ve doğudaki Konserlere katılır.
Polisin takibine uğrar ve bir kaç defa içeri alınır. 1977 yılında Diyarbakır Dilan Sinaması’nda Kürtçe verdiği Konserden sonra tutuklanır ve bir süre hapiste kalır. 1978 sonunda Almanya’ya gitmek zorunda kalır. 1979’da Karlsruhe Üniversitesi’nde Kimya bölümünü okumaya baslar. 1980 yılında Türkiye’de yapılan askeri darbeden 2 yıl sonra, ilk 12 kişi ile (M.Demirağ, S.Yurdatapan ve bazı sendikacılar) birlikte Türk vatandaşlığından çıkarılır.
Almanya’ya iltica etmek zorunda kalır ve böylece sürgün yaşamı başlar. O tarihten sonra da tamamen müzik ile uğraşır.
Ali Baran Müzik çalışmaları, albümleri;
İlk Albümü ‘Lo ware’ ye Nedim Hazar aranjörlük yapar ve DIDF piyasaya çıkarır. 1984 yılındaki 2. Albümü ‘Deriye Hepisxane’ yi, kendisi çıkarır. Daha sonra 1987’de‚ Ey Dersime‘ Albümünü çıkarır ve bu kasetle Baran daha da tanınır ve popüler bir sanatçı olur. Kurmanci ve Zazaki parçalardan oluşan kasette Dersim önder savasçı ve Ozanı Aliser Efendinin Türkçe bir parçasını okur. Baran’ın ürünlerini başka sanatçı ve gruplar da okurlar.
1989’da‚ Helepçe u Zindan‘ Albümü çıkar, 1991’de‚ Çene Çene‚ Albümünü çıkar. 1993 yılı basında Baran, 15 yıllık sürgünden sonra Alman pasaportu ile, M. Demirag – S.Yurdatapan ile birlikte Türkiye’ye gider. Arif Sağ ile ‘Deste ma’ Albümünü yapar ve Türkiye’de HEP’in ve Deng gazetesinin hazırladığı gecelere ve etkinliklere katılır.
1993 ten 2000 yılına kadar yeni Albüm yapmaz. Sadece 1995’ te Alman Radyo ve TV’ye yapılan konserini, “Live-konzert” adı ile kaset olarak çıkarır. 1999’da tam 20 sene sonra Fıratın öbür yanına, yani doğduğu topraklara Ülkesine döner ve 2000 yılında ‘ Evina me’ albümü ile tekrar sevenleri ile buluşur ve ‘Em Dixwazin’ adlı bir klip çeker. Böylece Türkiye’ye daha sık gitmeye baslar. 2002 den 2012 yılına kadar’ki Dersim Festivali’ne sürekli katılır. 2005 yılında ise Baran Production adına ve Aydın Plak’ın dağıtımını üstlendiği “TEBERIK” adlı Albümün altına imzasını atar.
Teberik, Medina min ve Askın Divanesi adlı 3 klip çeker. 2010 yılında yeni Albümü Çel Avaz la yine sevenlerinin karsısına çıkar. Halim bilen yok dostlar‘ Nabi Nabi’ ve ‘Cıgere mın Yaro’ Klip çeker 2015 te‚ Tehe best Of’’ Albümünü yapar, 2018 de‚ Mirê KEVOKAN’’ Albümü ile yine sevenleri ile
buluşur, diğer klip çalışmaları da devam etmektedir.
Günümüze kadar toplam olarak 12 Albüm yapmıştır. Baran’ın ayrıca Newrozlarda çekilen çesitli video kasetleri de vardır. Avustralya, Kanada, Amerika, Ermenistan ve Avrupada’ki tüm Newroz etkinliklerine katılmış, konserler vermiş olan Baran, iki çocuk babasıdır.
2011 yılından bu yana hem İstanbul, hem de Almanya’da yaşamakta, müzik hayatını devam ettirmektedir.